10 Ocak 2010 Pazar

miş

paylaşılmak istenilen güzellikler,
içinde saklı kalmak zorunda bırakılınca,
kusmak istemiyor musun?
ben istemiyorum,
kusuyorum.
içinin kıpırtısına bırakmak varken akışını;
neden duruyorsun?
cebindeki yalnızlığının ağırlığını, atabileceğin umudunu taşımaktan mı yorgun düştün?
kendi dostluğundan mı sıkıldın yoksa?
kendi sesini bile kaldıramayacağın gerçeği mi batıyor yoksa ruhuna?
di'li miş'li geçmiş zamanların sorunlarını, omuzlarında taşıma döngüsü mü sıkıştırıyor yoksa hikayeni?
dokunmak istediğin hiçbir şeye dokunamamak mı öldürüyor yoksa benliğini?
yoksa, sevdiğinin uzakta uyumakta olduğu hayali mi yeşertiyor, kendin tarafından öldürülen benliğini?
kabul et; bunu seviyorsun!