11 Eylül 2009 Cuma

öylece bakmak zorunda oluş

insanların çığlığında; sessizliğimin derinliğinde boğuluyorum.

aslında ne kadar da umut dolu bir aydınlığım vardı! o kemanın naif teması, sancılı hüznü, bedenime dokunduğunda, nefes aldığımı bir kez daha hissettiğimde........"işte bu!" demiştim.

oysa şimdi kemanımın dokunuşu, bedenimde derin yaralar açmış, yeni fark ettim. kanıyorum, oluk oluk akarken koyu kırmızılığım, rengini de değiştiriyor özünün!

dökülen tanelerin, çığlığa dönüşebileceği olağandır; ama bu kadar içten haykırışlarına şahit olabileceğim hiç aklıma gelmemişti. öyle sessiz sedasız geldiniz ki!

ne demeliyim yani şimdi? hep içinde umudun ışığını taşıyan ben; yine de elden bırakmayacağım! tüm karanlıklar çıkacak aydınlığa. yeter ki, hep beraber adım atmaya istekli, yürekli olalım. ve hep beraber; HEP ADIM ATALIM...

.........................
son 3 gündür alamıyorum elime kalemimi. ama dedim ki; "sen almazsan, ben almazsam, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"
giden, geri gelmiyor malesef; ama sonrası için umudumuz daim olsun!

hayatımda anlatılamaz yeri olan "yağmur"un, nefeslerimiz üzerindeki işgaline uzaktan bakmak zorunda oluşum canımı sıkıyor! ben evimde güvenli hissediyorum kendimi! ama ya içimdeki sıkıntı? güvende olmayan nefesleri düşündükçe utanışlarımın hesabını nasıl vereyim?