12 Temmuz 2009 Pazar

taze demlenmiş çay ve tuzum...



kelimerimi bıraktım düşüncelerim bile yetersiz kalıyor artık. özledim; babamı, annemi, abimi, kardeşimi çok özledim...yalnızlığım, benim yalnızlığım ebedidir; ama ailemi çok özledim...
çay demledim, 1 çorba kaşığı koydum tek kişiyim diye...oysa bundan yıllar önce 3-4 çorba kaşığı koyulurdu 5 kişiyiz; kalabalığız diye.
çayım demlendi; tek fincan çıkarttım; oysa 5 tane sıralanırdı tezgahın üstüne...çay kaşıkları, herkes kaç şeker kullanıyorsa bardakların içine yerleştirilir ve demlenen çayla bütünleştirilirdi.. oysa şimdi tezgahta bir tek benim fincanım var...içinde bir kaşık, 2 küp şeker ve demlenmiş çayla bütünlüğü...
oturmuşum caddeye bakan koltuğuma, elimde fincanım, yalnızım, tüm yalnızlığımla..
babamı anıyorum, abimi özlüyorum, kardeşimi düşünüyorum, anneme ağlıyorum...
gözlerimden neden tuzum akıyor ve yanağımda hep yer etmiş yoldan gidiyor? neden artık farklı bir yoldan tuzumu dökemiyorum?
özledim...