7 Temmuz 2009 Salı

thinking



Yoğun bir iş temposu sonrasında aklıma gelen ilk şey (daima) eve gidip, duşumu alıp bir şeyler atıştırmak oluyor. O güzel mideme bayram ettirdikten sonra ise tek kişilik koltuğuma bünyemi yaslamak istiyorum. O andan sonra beynimin içinde kol gezen türlü düşünceleri dinliyorum, onlara ayak uyduruyorum. Sonra hep canımı sıkıyorlar ve susturuyorum onları. Koltuğumun yanında beni bekleyen dostumu elime alıp onun eşsiz dünyasına dalıyorum ve bu sefer de o dostla farklı düşünceler yolculuğuna çıkıyoruz. Arada kafamı kaldırıp caddenin loş aydınlığına dalıyorum. Yani diyorum o zaman; bu süre içerisinde o kadar çok yerde oluyorum ki ben bile hızıma yetişemiyorum. Gerçekten böyle yaşamak zorunda mıyım? Bir yere bağlı olamaz mıyım?
Sonra cevap veriyorum; "senin kökün yok ki! bunca zaman neredeydin de şimdi bir yerde olmak istiyorsun?"
Kandırmaya, kandırılmaya, kanmaya devam et öykü devam et....Doğru yoldasın.....