6 Aralık 2009 Pazar

.

bir an önce, dört duvarla sarılı evrenimden sıyrılmam gerek.
dibin de dibi görülürmüş ya, daha dibi var mıdır acep? diye sorup yola koyulmam gerek.
sanırım tekrar, Oğuz Atay'ın kapısını çalmalıyım. zamanım gelmiş benim.

ha gayret, demeliyim.
dünyaya bağlandığım yerin kapısından çıkıp, 100 adım caddeye yürümeliyim. geçen akşam saymıştım, 100 müydü, yüz müydü? düşmedi birden hatrıma, neyse...

yüz olsun hadi, saymalıyım o kadar işte; sonra kıvrak bir bel hareketiyle sağa doğru kıvrılmalıyım, ve öykümü unuttuğum sahafımda kaybolmalıyım...sahaftan çıkıp, sert bir bel hareketiyle sola yatmalıyım ve denize akmalıyım...

evet, işte, oradasın...