23 Mayıs 2010 Pazar

radyoloji


503 gün sonra hastaneye ilk defa adım atmış olmak,
önce el, ayak, sırt titremesi,
sonra durumu kanıksamaya çalışmak,
"hiç olmazsa farklı sebepten geldin öykü, bir rahat durur musun?" iç sesleriyle bünyeyi oyalamak,
radyoloji koridorunda iki ileri bir geri ya da bir ileri iki geri oyunları oynamak,
yine radyoloji koridorunda, sonuç ellerimin arasında dururken, arka pencerede dağ manzarasına doğru uzanmak,
"içim sıkılınca buraya da gelebilirim" diyerek, sırtımı iyice yaslamak,
kulağa da library tapes göndermek...

hastanenin, radyoloji koridoru hiç bu kadar çekici gelmemişti, analizi yapmaya mecbur olmak...

arka pencere, ağaçlar, dağlar, library tapes, bank, radyoloji sonucu, bir türlü rahat vermeyen düşünce bulutları, hayaller, tebessümler, kanamalar...
bu sefer öykü eksik kalsın olur mu?
yoruldu................