15 Mayıs 2010 Cumartesi

muhayyel

akdeniz çocuğuyuz ya,
akdeniz yürüyüş atlasını atmışım çantama. içinde bulunan durakların bir kısmında adımlamış olmanın verdiği huzuru hissettim biraz önce, atlası tekrar elime aldığımda.
ciddi bir yoğunluğun tam ortasındayım, "beynim ağrıyor" ne demek bilmiyorum; ama "beynim ağrıyor" demek istiyorum. konuyu yine dallandırdım, bu huy ne zaman kuruyacak bilemedim ki?
neyse,

gelidonya diyorum.
uyku tulumunu alsam, fenerin yanı başında bir çardak vardı hıh işte oraya serilsem ikiseksen, önümdeki tabloya bıraksam kendimi, kulağımdan da library tapes aksa...
ya da tek ben değil de, biz yapsak...

güneş askıda kalmaktan yorgun düşse, elini kolunu sallayarak denize kıpkırmızı bir armağan verse, ardından fener lambası ile yakamoz dans etmeye başlasa...

öyle şeyler işte...