19 Kasım 2009 Perşembe

ateş ateş üstüne

son nefeste "yüreğimizin sürülmüşlüğü" ile kalmışız, ateşimizin yüksekliği ile devam etmişiz.

pazartesi akşamı bir ateş bir ateş aman yarabbi. korku, kaygı, hüzün, elin kolun tutmaması ... her bir duygu mevcuttu ateş gibi olan bünyemizde. işe de gidemiyorum kaç gündür; ama bugün daha iyiyim, yarın kaldığımız yerden devam efenim..
haaa bu arada; doktor amcalara ve teyzelere sunduk kendimizi; var mıdır acep şu bünyemizde kötü huylu bir virüs diye?
dediler ki; "zati domuz gibin bir bünyen var, yok senin bir şeyin, dinlen, çorbanı iç, kimseye bulaşma, kocakarılık yapma otur oturduğun yerde!" dediler. ben de öyle yaptım.. sanırım şimdi iyiyim (:


ben çorbamı içip tekrar yatağa bünyeyi serip yumuşacık yorganımı çekeyim ağır olan kafamın üstüne, uykuuuu biraz uykuu diyeyim..
sabah da iş ve de güç diye yollara koyulayım.
gittim efenim iyi geceler (: