12 Ekim 2009 Pazartesi

deli deli olma

geçecek bu günlerim, zor günlerim, yoğunluğum değil bahsettiğim...
arayışlar hiçbir zaman "son" bulmayacak, bunun bilinciyle adımlamaya devam edeceğim...
işte yine öyle bir günümdü bugün, pazarın sıkıcılığını atmak istemekle atamamak arasında gider gelirken, güneşi doğurana kadar kayboldum yine.
güneş doğmuştu, herkes için kalkma zamanıydı, benim için ise 3 saatlik uykuya dalma zamanıydı.

gözlerimi açtığımda, başımda tarif edilemez bir ağrıyla ne yapacağımı şaşırmıştım. evin içinde kaybolmaya yakın öylece koltuğumda oturduğumu ve 2 saat aralıksız gurdjieff-hartmann dinlediğimi hatırlıyorum sadece...
bugün benim özgürlüğümdü halbuki, işte ben de tam o özgürlüğün içinde sorgularımla kendimi arıyordum, bulamayacağımı bile bile (en azından şu an için bulmaya yaklaşamayacağımı demeliyim belki de! kim bulabilir ki? kim? ).....

"kalk" dedim, "kalk ve adımla sokaklarda, nereye götürürse ayaklar oraya." kalktım, düştüm sokaklara, adımladım ve kendimi portakalın altını festivalinde buldum...gün içinde izlediğim filmlerden öyle bir tanesi vardı ki sadece ondan nefes verip kaybolacağım.
murat saraçoğlu'nun eseri "deli deli olma" dan geliyorum, ama geldim mi hala farkında değilim. tam da şu arayışlarımda karşımda bir cevap gibi buldum filmi...senaryosuyla, oyunculuğuyla, emeğiyle hele o müzikleri yok mu o müzikleriyle tam da cevabı yapıştırdı şu bünyeye!

eyvallah, ne diyebilirim ki; yüreğinize, emeğinize sağlık...