16 Temmuz 2010 Cuma

koku'n




farkında olmadan birikmişliğim ve biriktirmişliğim var
farkında olmadan sevmişliğim ve sevilmişliğim var
farkında olmadan üzmüşlüğüm ve üzülmüşlüğüm var
farkında olmadan kanmışlığım ve kandırmışlığım var
farkında olmadan yormuşluğum ve yorulmuşluğum var
farkında olmadan tüketmişliğim ve tükenilmişliğim var
farkında olmadan "farkında olmadan"ı tekrarlamışlığım ve sıkmışlığım var
farkında olduğum bir tek koku' n var-dı...
benliğime işleyen, kazınamayacak olan koku'n var-dı...
uçup gitmesin diye, suya girmemişliğim hiç olmadı; ruhumda saklı olduğunu bilmişliğim, buna inanmışlığım var!
en son, bu şehrin yağmur kokusunu çekmiştik ya içimize bir şubat gecesi,
düz ova beklemedeydi
sessiz ve acelesiz
yağmur kokusu sarmışken tüm şehri, sarılmış, öylece vedalaşmıştık "görüşürüz" diyerek
e be arkadaş
doğru demişsin görüştük,
soğuk bir odada soğuk bir yatakta, bu sefer beni ayakta beklememeni garipseyen ben, sana koşup gelmişliğimle kalmıştım karşında bilinçsizce.
bilinçsizliğim devam niteliğinde...
yağmur kokusu, sen kokusu, bir kokusu
şimdi de toprak kokusu...
sen gittiğinden beri çok şey değişti
hiçbir şey değişmedi
sen gittiğinden beri
annen(m) sağımda baban(m) solumda, hani o çok sevdiğin!
sen gittiğinden beri,
ilk defa, ilk defa koku'n vardı uykumda...yastığınla bütünleşip huzurlu bir uykuya dalan ben,
artık uyanmayacağım.